İnsanlar neden evlenir ?

Soru-CevapKategori: Genel Sorularİnsanlar neden evlenir ?
Ziyaretçi Staff sordu 3 yıl önce

2 Cevap
cozum-merkezi Staff cevapladı 3 yıl önce
Evililik için birkaç neden…
* Yalnızlıkdan korkdukları için evlenirler.
* Kendine bakamadıkları için destek ararlar ve özellikle yaşlandıklarında yanlarında bir nevi dost olsun isterler.
* Bebek isterleri için evlenirler.
* Çevre baskından dolayı evlenirler.
* Aşk evliliği yaparlar. Çünkü onsuz yapamayacağını düşünürler.

cavidane cevapladı 3 yıl önce
İnsan niçin evlenir?

Çoğunlukla o, bu sorunun cevabını hiç düşünmeden bunu yapar. Evlenmenin, belli yaşa gelen her insanın tabii olarak uğradığı durak olduğu için evlenir.

Allah’ın insanın hamuruna koyduğu ihtiyaç ve cazibe saikıyla evlenir. Bu da aslında onun eksik olduğunun ve belki de birbirinden yaratıldıklarının bir göstergesidir.

Arif Nihat Asya’nın dediği gibi:

Masal değil onu benden yarattığın Mevla
İçimde koptuğu yer sızlamaktadır hala

Yani insan tabii olarak karşı cinse meyil duyar, arzu duyar. Çünkü o buna muhtaçtır. İşte bu arzu ve ihtiyaç onu eşi olacak insana doğru çeker, götürür ve bu cazibe evlilikle son bulur.

Çoğu zaman insan bundan ötesini düşünmez. Bu doğal bir sebeptir ve en azından insanın tabiatının bozulmadığını, Allah’ın yarattığı fıtrat üzere devam etmek arzusunda olduğunu gösterdiği için de güzeldir.

Evlilikte Allah’ın kullarının çoğalmasını sağlamak, buna katkıda bulunmak gibi bir düşünce de olabilir. Çünkü Allah Rasulü (sa) ‘Evlenin, çoğalın; ben Kıyamet Günü ümmetimin çokluğuyla iftihar edeceğim’ buyurmuşlardır. Bu düşünce ile evlenenler de evliliği ibadet haline getirmiş olurlar. Cabası olarak evliliğin diğer zevklerini tatmakta da diğerlerinden geri kalmazlar.

Bazıları da, maddi ya da manevi bir fayda düşünmeden, sırf Allah Rasulü’nün (sa): ‘Evlenme benim yolumdur. Kim benim yolumdan yüz çevirirse benden değildir’ dediği için evlenirler. Böyle olması da evlenmeyi ibadet yapar.

Bazı insanlar da sırf haramlardan korunmak, başkasının ırz ve namusuna göz dikmemek için evlenirler. Bunlar da bu düşünceleriyle evliliği ibadete dönüştürmüş olurlar. Çünkü Allah Rasulü (sa), ‘Gençler! Evliliğin külfetini yerine getirebilenleriniz evlensin. Getiremeyecek olanlarınız oruç tutsun. Çünkü orucun insanı gemleyen bir kamçısı vardır’. ‘Evlenen dinini yarısını tamamlamıştır. Diğer yarısında da Allah’tan korksun’ buyurmuştur.

Yine bazı insanlar da dünyanın huzur ve sükûnunu başka şeylerde değil de, evlenip bir yuva kurmakta ararlar. Daha ulvî şeyler düşünmeseler dahi bu da bir ibadet sayılır. Çünkü onlar huzuru en isabetli yerde aramaktadırlar. Zira Allah (cc): ‘Allah size kendi cinsinizden eşler yarattı ki, onlarda huzur bulasınız’. ‘Eşler arasına sevgi ve merhamet koydu’ der ve evliliğin en önemli fonksiyonlarından birinin birbirlerinde huzur ve sükûn bulmak olduğunu bildirir. Öyle ki insan eşiyle bulduğu rahatlamayı, hiç bir yakını ve dostuyla bulamaz. Hatta annesiyle ve babasıyla dahi. Bu Allah’ın değişmez bir kanunudur.

Dini duyarlılığından kaynaklanan siyasî bir amaçla da evlilik olabilir. Nitekim Allah Rasulü Efendimiz (sa) bazı hanımlarını siyasi maksatlarla almıştır. Mesela, bir Yahudi kabilesinden bir hanım almış ve artık o kabile onu kendilerine hısım sayıp toptan müslüman olmuşlar. Bir başka kabileden bir hanım almış, onlar da artık ona karşı olan düşmanlıklarına son vermişler. Günümüzdeki bir müslüman da bu örnekleri kullanarak evlenirse elbette yine ibadet yapmış sayılır.

Buradan hareketle diyebiliriz ki, günümüzde de farklı kabilelerden evlenmek güzel bir şeydir. Oysa tam aksine bazı kavimler kendilerinden başkasına kız vermezler ve almazlar. Bu, İslam’la bağdaşmayan bir gelenektir. İslam kuru gelenekçiliği değil, bilinçli ve akıllıca davranmayı emreder. Hatta sırf bu sevgi çemberini genişletmek için, öncelikle kendi akrabasından değil de başka akrabalardan, sonra da başka kabilelerden olmak üzere hep daha uzaklardan evlenmek tercih ve tavsiye edilir.

Eğer böyle bir akıllılık yapılmış olsaydık ülkemizde Kürt, Türk, Çerkez… ayırımı kalmaz, düşmanlar da bu etnik ayrılıkları, bizi parçalama sebebi olarak sürekli kaşıyamazlardı.

İşte bütün bu evlilikler güzel gayelerle gerçekleştirilen evliliklerdir ve hepsi ibadettir.

Allah Rasulü (sa) şöyle buyurur: ‘Bir kadınla dört şey için evlenmek istenebilir: Malı, soyu-sopu, güzelliği ve dindarlığı. Ama sen dindar olanı seç, eli kuruyasıca!’.

Yani evlilikte zenginlik, güzellik, soy-sop düşünülebilir ama asıl olan dindarlıktır. O olmadıktan sonra öbürleri bir şeye yaramaz. Ama o varsa öbürlerinin olması da güzel olabilir. Olabilir diyoruz, çünkü bunlar her zaman güzel olmayabilirler de. Bazen sıkıntı ve başa bela da olabilirler. Ama dindarlıktan hiç bir zaman zarar gelmez. Ve dindarlık, öncelikle güzel ahlaktır.

Kendim yazmadım alıntı

Cevabınız

14
+
16
=







Başa dön tuşu