Hayal Kirliliği

Önce öfke damarlarınıza yayılır kurtarmak için kendinizi acısından. Asıl en başa dönersiniz hiç hayal kurmayan, hep temkinli, hep tedirgin, hep mantıklı olmuş olan kendinize…

Nedir bu hayal kirliliği?…

Bir anlık boşluğunuza sokulmuştur bir hayal.. Ona sahip çıkmışsınızdır. Madem geldin hoş geldin demişsinizdir. Kalın duvarlarınızın arasında sızabildiyse, inançsız keskin sert tuzaklarınızı asabildiyse, bir anlık boşluğunuzdan, yalnızlığınızdan dahi olsa yararlanarak yer edebildiyse içinizde onu korumak istersiniz…

Sonra bir bomba, bir cam kırılması, bir yırtık, bir bıçak yarası gibi… Hayal kırıklığı gelir. Sakinken vurulan bir kuş gibi… Boydan boya bir kesik gibi… Kapana kısılmış bir tilki gibi.. Çırpınır, aniden yakalanırsınız hayal kirliliğine.. Çırpınırsınız.. Çırpınırsınız çaresizlikte…

İste orada öfke yayılır damarlarınıza, dizlerinizi yumruklayacak denli öfke… Kendinizi oradan oraya vuracak sevdiğiniz herkesi silip kıracak kadar öfke.. Hayal kırıklığınızın büyüklüğüne göre…

Bilirsiniz öfkeniz yavaş yavaş azalmaya, eksilmeye başladığında acınız ayyuka çıkacaktır. Gücünüz yoktur o acıyla bas etmeye..

Hayal kirliliği dünyadaki en iğrenç şeydir…

Öncesinde korkuyu sürekli kılar.. Tedirginliği, savunmaları..

Sonrasında göz göre göre gerçekleştiğinde ise “ben biliyordum” hissi kaplar her yeri.. Biliyorsunuzdur ama aksine inanmışsınızdır..

Aşklar hayal kırıklığıdır.. Umutlar hayaller planlar… Hepsi sonunda “aslında biliyordum olmayacağını” ile “ama inanmak istemiştim” arasında çaresiz arada bırakır sizi… En çok da o “ben demiştim” diyen kendi benliğinizdir acıtan içinizi… “hak etmiyorum” bunu ünlemler eşliğinde yumruklarınızı sıkarken, kendinizin sözünü dinlememiş olmayı bağışlayamazsınız…

Kime bulaşsanız yeterince suçlayamazsınız.. Kendinizi suçlamaktan yorgunluğunuz ağlama krizleriniz, bağırışlarınız sevdiklerinize cehenneme çevirdiğiniz konuşmalarınız…

Hayal kırıklığının büyüklüğüne bağlıdır tepkileriniz.. Aşırı tepki veriyorsun diyorsa birileri hayal kırıklığınızın aşırılığını anlamadıklarından…

İçinizin ne denli üşüdüğünü ne denli kapana kısılmış olduğunuzu…

Yerine yeni bir hayal kuramayacak olan hayalsiz insanlardan olduğunuzu.. Korkunuzun nasıl da sizi boğduğunu.. Gıdım gıdım kendinizi yumruklarla ilaçlarla boğduğunuzu anlamıyorlardır..

Ama kimse beni anlamıyor serzeniş değildir hayal kırıklığı.. Hayattan nefret etmektir. Aydınlığı görmemektir. Birilerini gözünüzü kırpmadan öldürebileceğiniz düşüncesinin içinizde bir yaratık gibi gezinmesine sebep olacak bir öfkeyle içinizi korumaya çalıştığınızdır.

Hayal kırıklığı binlerce parçanın ortasında kan içinde yerde oturmanızdır… Sırça köşkünüz kılmış olduğunuz hayal, kendinize camdan olmasına aldırmadan sığınak kıldığınız hayal üstünüze yıkılmıştır. Her yer kırık ve kandır.. Sizse kırılma sesine odaklanmışsınızdır..

Kanadığınızı fark edince öylece duralarsınız.. Kanadığınızı unutmak için çiğlik atarsınız bazen…

Kapandaki tilki gibi çaresizliğinizde…

İçinizde çevrilen bir bıçak gibidir hayal kirliliği.. Çevrilir çevrilir…

TiTaNiC

İnternet ortamında hobi amaçlı yayınladığı içeriklerle kullanıcılara doğru bilgilere ulaştırmayı ve eğlendirmeyi hedeflemektedir...

İlgili içerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu